Cara Delevingne Hakkında Bilmeniz Gerekenler

“Çocukken hep başka biri olmak isterdim” diyen Cara Delevingne, bakın çocukluğundaki hayal dünyasını nasıl anlatıyor: “Farklı yollardan geçtim: Bir ara Spice Girls gibiydim. Önce Baby, sonra Sporty, ardından Ginger oldum. Hiçbir zaman Posh olmadım, çünkü o hep kısacık siyah elbiseler giyerdi ve ben öyle bir kız olmak istemiyordum. Erkek süper kahramanların yerine geçmenin hayalini kurardım. Özellikle de Örümcek Adam’ın kostümü ve oyuncakları harikaydı. Wonder Woman dışında pek kadın süper kahraman yoktu ama ben bikinisiyle ortalıkta koşturan beş yaşında bir çocuk olmak istemiyordum."

Cara Delevigne’i artık müzelerde bir sanat eseri olarak göreceğiz. Delevingne’in ilk sanat durağı Kopenhag’ın meşhur müzesi Museum of National History. Londralı ressam Jonathan Yeo’nun Museum of National History'de sergilenen birçok ünlü simanın portre resimlerinden oluşan çalışmasının baş ilham perisi Cara Delevingne. Ayrıntılar için tıklayın.

90'larda yaşasaydı, bugünkü şöhretine sahip olur muydu bilemiyoruz ama Cara Delevingne'in cevabı net. O, "Asla olamazdım!" diyor.

Cara, dijital dünyanın dinamik yapısına bayılıyor. 2014 yılında, Londra Moda Haftası'nda podyumda yürürken Instagram'ın video çekme özelliğini kullanan ilk modellerden biri.

Lynn Hirschberg ile gerçekleştirdiği röportajda Cara kan ve ölüm takıntısını anlatıyor: "Çocukken kan ve ölüm takıntım vardı. Bu, kulağa çok karanlık gelebilir ama çok eskiden kendimi kestiğimi hatırlıyorum. Babamın tıraş olmasını taklit ediyordum. Yüzümü tıraş köpüğüyle kapladım ve bıçağı parmağımın üstünde gezdirdim. Parmağım neredeyse kopacaktı."

Cara Delevingne karaoke yapmayı çok ciddiye alıyor ve ekiyor: "Benimle karaokeye gitmek istemezsin, çünkü
var gücümle söylemeye çalışıyorum. Söylemeyi en çok sevdiğim şarkı da Eve’in 'Let Me Blow Your Mind'. Tekdüze çok yeri olsa da içinde bolca rap var, üstelik duygusal. Bu şarkıda ne ararsan var."