Sonbahara Adapte Olmanın 5 Yolu

İçimizi ısıtan güneşi, kızgın kumları, serin suları ve rengârenk yaz meyvelerini geride bıraktık. Yaz mevsiminin enerjisi ve hepimize iyi gelen canlılığını ardımıza alıren soğuyan hava biraz dinginlik ve sakinliği de beraberinde getiriyor. Hem ruh halinizi hem de kimi zaman mevsim değişikliğine adapte olmakta zorlanan bedeninizi rahatlatabileceğiniz birkaç önerimiz var.

Mevsim yiyeceklerine odaklanın

Mevsim meyve ve sebzelerini tüketmenin bedenimiz için daha sağlıklı olduğu bir gerçek. Sonbahar denilince akla gelen sarı, turuncu ve kahverenginin mutfaklara da yansımasını fırsat bilerek yeni lezzetlere kapınızı açabilirsiniz. Yerel market ve satıcılardan alacağınız mevsime uygun yiyecekler, vücudunuzu mümkün olan en iyi şekilde mevsim değişikliklerine alıştırmak için atabileceğiniz en önemli adım olacaktır. Öğünlerinize mevsime uygun çiğ sebze veya taze meyve ekleyebilir, ara öğünlerinizi bal kabaklı ya da limonlu küçük destekleyici atıştırmalıklarla zenginleştirebilirsiniz. Kış günlerine doğru giden bu günlerde bağışıklık güçlendirmek için vitamin ve mineral depolamaya daha da dikkat edebilirsiniz. Elbette vücudun kendini dengelemesi ve mevsimsel değişikliklere uyum sağlamasına yardımcı olmak için su tüketimine de dikkat etmek gerekiyor.

Ne yediğiniz kadar ne zaman yediğinizin de önemli olduğunu hatırlatalım. Uzun yaz gecelerinde geç saatlere kaçabilen öğünleri, günlerin de kısalmasıyla kontrol altına almak gerekebilir.

Yeni bir başlangıç

Yeni bir başlangıç için bize ilham ve cesaret veren zamanlara ihtiyacımız olabilir. “Bu hafta spora başlıyorum.”, “Bu yıl nihayet o çok görmek istediğim yere gideceğim…” gibi hedef belirleyici zamanlardan biri de sonbahar olabilir. Tadını çıkarttığınız yaz tatilinden döndükten sonra uzun zamandır ertelediğiniz ya da bir türlü cesaret edemediğiniz yeni bir şeye başlamak için uygun bir zaman olabilir. Yoga, meditasyon, seramik kursu ya da ihtiyacınız olan her neyse bu sonbaharda hayatınıza katabilirsiniz. Yoğun geçen bir günün ardından bu yeni başlangıçların size motivasyon ve güç kazandırdığını fark edeceksiniz.

F: Annie Leibovitz, Vogue, Ekim 2014

Bir rutin belirleyin

Son birkaç yıldır çalışma düzenimiz değişse de birçok insanın sabah kalkış, işe başlama ve uyku saatleri bellidir. Kimimiz her gün aynı saatte kahvemizi içerken, bazılarımızın da antrenman saatleri hiç değişmeden devam eder. Sizi sıkmayacak belirli rutinler benimsemek hem daha planlı ve konforlu hissettir hem de vücudunuza iyi gelebilir. Sabahları açık havada yapacağınız yürüyüşün ardından, birkaç gün sonunda vücudunuzun da bunu istediğini fark edebilirsiniz.

Uyku düzeninizi kontrol altına alın

En son ne zaman dinlenmiş olarak uyandığınızı ve hemen tekrar uyumak istemediğinizi hatırlıyor musunuz? Cevabınız hayırsa, muhtemelen uyku sorunları yaşayan kalabalıkların bir ferdi de sizsiniz. Uykusuzluk herhangi bir zamanda yeterince zor ve stresliyken mevsim geçişlerinde durum daha da can sıkıcı bir hal alabiliyor. Mevsim değişikliğiyle birlikte vücudun doğal uyku döngüsünün bozulmaması için her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmayı deneyebilirsiniz. Meditasyon veya yoga yapmak ya da uyku düzeninizi yaratmada yardımcı olabilecek podcastler dinlemek size iyi gelebilir.

Gün ışığını ihmal etmeyin

Yaz güneşiyle vedalaşmış olmamız kendimizi gün ışığından mahrum bırakacağımız anlamına gelmiyor. Doğal güneş ışığının faydalarını göz önünde bulundurarak, gün ışıklarından doğru miktarda yararlanmak bir hayli önemli. Doğal bir D vitamini kaynağı olmasının yanı sıra güneş ışığının sizi daha iyi hissettireceğinden emin olabilirsiniz. Balkonda gün ışığında içilen sağlıklı bir smothiee ya da uzun bir yürüyüş gün ışığından yararlanmak için iyi bir fırsat olabilir.