Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Dönemsel dizilerin yükselişi devam ederken son dönemin popüler yapımlarından The Serpent, 70’lerin bohem tarzını güçlü kodlarla yeniden gün yüzüne çıkartıyor.
Dönem dizileri her zaman moda konusunda bize farklı dersler veren en önemli ilham kaynaklarından olmuştur. Belirlenen zaman aralığı ne olursa olsun yapılan araştırmalar, seçilen güçlü ikonlar derken izlenilen tek bölümde bile kendinizi yaratılan dünyanın içinde kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Elbette her dönemin kendine has imza detayları var, ancak özellikle 70’ler yüksek moda zevki ve içinde barındırdığı pozitif enerjiyle pek çok farklı alana sızarak en parlak çağını yaşıyor diyebiliriz.
The Serpent dizisi de sadece heyecanlı konusuyla değil karakterlerin 70’ler ruhunu eksiksiz yansıtan görünümleriyle de ses getiren yapımlardan biri olmayı başardı. Jenna Coleman’ın hayat verdiği başrol karakterlerinden biri olan Marie-Andrée Leclerc’in titizlikle hazırlanan gardırobu seçilen her parçayla bizi bu dönemle yeniden buluşturuyor.
Biraz Jane Birkin biraz Bianca Jagger dokunuşu hissettiğimiz görünümler, bohem şıklığın zarafetini yeri geldiğinde maskülen detaylarla ustaca kırmayı başarıyor. Kedi göz makyajıyla ön plana çıkan gözler ve volümlü ama doğal kesim saçlar da günümüzde bile favori olan güzellik yaklaşımlarını bir kez daha yansıtıyor. Geniş çerçeveli renkli gözlükler ve farklı desenlere sahip saç bantlarının yıldız aksesuarlar olarak karşımıza çıktığı dizi uzun tunikler ve ince elbiselerle çiçek çocukların özgür kesimlerinden ilham alırken, vücuda oturan takımlar canlı renklerle bütünleşerek izlediğiniz her sahnede ayrı bir moda dersi veriyor.