Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Son yıllarda cilt bakımına olan takıntı, özellikle gençler için tehlikeli boyutlara ulaşıyor.
Cilt bakımına olan takıntımız, son yıllarda endişe verici bir boyuta ulaşmış durumda. Uzmanlar, özellikle 13 yaşındaki kızların botoks gibi estetik işlemler yaptırması ve insanların bu gibi tedavilere para ödeyebilmek için borca girmesi konusunda endişelerini dile getiriyor. Cilt bakımına olan ilginin düzensiz ve sağlıksız bir hale gelmesi uzmanları endişelendiriyor.
Günümüzde özellikle sosyal medyada gördüğümüz birçok influencer ve güzellik gurusu cilt bakımlarına karşı saplantılı bir tutum sergiliyor. Cilt bakım ürünlerini saati saatine takıntılı bir şekilde uygulayanlar, güneş ışığına maruz kalmamak için dışarı çıkmayanlar ve UV ışınlarından korunmak için araba camlarını bantlayanların sayısı giderek artıyor.
Güzellik her zaman kadınlar için önemli bir faktör olmuştur, ancak günümüzde popüler kültürle birlikte giderek daha görsel odaklı ve sığ bir hale geldi. Günümüzde çoğumuz yüzümüzü her zamankinden daha fazla önemsiyoruz. Bu durumu, teknolojinin (hem dijital hem de cerrahi alanda) hızla ilerlemesi ile yaşlanma korkusu pekiştiriyor. Bu nedenle insanlar daha parlak görünme arzusuyla karmaşık cilt bakım rutinlerine aşırı ilgi göstermeye devam ediyor. Ancak, 13 yaşındaki kızların botoks gibi işlemler yaptırması ya da bu tür tedavilere finansal olarak ulaşabilmek için borca girmeleri, bu takıntının zararlı bir boyuta geçip geçmediği konusunda ciddi endişelere yol açıyor.
Güzellik araştırmacısı ve yazar Jessica DeFino, bu takıntılı davranışları tanımlamak için “dermorexia” terimini ortaya attı. Dermorexia, cilt bakımına aşırı bir şekilde odaklanmanın, cildimizin sağlığını ve ruhsal durumumuzu olumsuz yönde etkileyen bir bozukluğa dönüşmesini ifade ediyor. DeFino, cilt bakımının sadece estetik bir hedef değil, sağlıklı bir cilt hedefi olması gerektiğini vurguluyor.
Bağışıklık sisteminin ilk savunma hattı olan cildimizin sağlığı son derece önemlidir. Bu takıntılar genellikle zararlıdır çünkü cilt bariyerini bozabilir ve cilt mikrobiyomunu olumsuz yönde etkileyebilir. Aşırı ürün kullanımı ve sert içerikler, akne, sedef hastalığı, egzama ve dermatit gibi iltihaplı durumlara yol açabilir. Uzmanlara göre genç ve hassas ciltlerde, aşırı bakım ve sert içeriklerle cildin her gün bozulması, tüm vücut ve beyin üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.
Ciltle ilgili sağlıksız bir ilişki geliştirme eğilimimiz, çevremizdeki baskılar nedeniyle şaşırtıcı değil. Uzmanlar, bu baskıların kaynağının ünlülerin genç görünmek için uyguladıkları kozmetik işlemler olduğuna dikkat çekiyor. İnsanlar, ünlülerin görünümlerine benzemek isteseler de çoğu kişinin bu idealize edilmiş güzellik anlayışına ulaşabilmesi için gerekli maddi kaynağa sahip olmadığı görülüyor. Aşırı içerik tüketimi ve piyasada birbiri ardına çıkan sayısız ürün ve aracın varlığı, bu sürecin karmaşıklaşmasına ve takıntıya dönüşmesine yol açıyor. Yeni güzellik ürünlerinin hızla piyasaya sürülmesi, çeşitli cilt kusurlarının ortaya atılmasına ve bunlara yönelik çözümler sunulmasına dayalı bir döngü yaratılıyor.
Son yıllarda yaşanan küresel krizler ve özellikle pandemi, gençlerin dış dünyaya olan kontrollerini kaybettiklerini hissetmelerine neden oldu. Pandemi sırasında, gençler çevreleri üzerindeki kontrollerini kaybettikçe, fiziksel görünümlerine daha fazla odaklanmaya başladılar. Uzmanlara göre bu durum, cilt bakımı gibi kişisel bakım alışkanlıklarını, kontrol duygusu elde etme yolu olarak popüler hale getirdi. Sonuç olarak imaj takıntısının olduğu bir dünyada, yüzlerimiz en değerli meta haline gelmişken güzellik ve cilt bakım rutinleri bireylerin özgüven kazanmaya çalıştıkları bir başa çıkma mekanizması haline geldi.