Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sarah Burton tasarımı şiirsel, romantik ve bir doz gotik elbiseler bugün markanın imzası haline geldi. Alexander McQueen’in yeni sezon koleksiyonunda gördüğümüz kruvaze kesim, balon kollu, diz altı elbiseler, el çizimi desenlerle dekore edildi, zengin aksesuarlarla güçlendirildi.
Yüksek modanın yeni nesil temsilcilerinden Kanadalı modaevi Beaufille, tasarımlarında hafif materyallere üç boyutlu formlar vererek konforlu, şık ve modern parçalar sunuyor. Tasarladığı her parçayı karakterli takılarla eşleştiriyor.
Virginie Viard’ın tasarladığı Chanel, klasik tüvit takımlarını sıcak havalara adapte ediyor. Önden düğmeli, dokuma kumaştan, beyaz biyeli kısa şortlu tulumlar, modaevinin yeni klasikleri olmaya aday.
Belçikalı tasarımcının Christian Lacroix ile ortak hazırladığı koleksiyon, son zamanlarda yüksek moda dünyasında gördüğümüz en yaratıcı işbirliklerinden birinin ürünü. Sarı, kırmızı ve turuncuların birbiriyle flört ettiği Dries Van Noten takımlar, yüksek enerjinin en somut hali.
Elde boyanmış gibi görünen, simetrik, ilhamını Aztek’lerden alan desenler ile nefes alan hafif kumaşlar… Etro’nun daimi bohem tavrı, markanın DNA’sını kusursuzca yansıtan bu gömlekle vücut buluyor. Tasarım, yüksek bel bir jean’le eşleştirmek için ideal.
Payetlerle ekose etkisi yaratılmış bir üst, havlu kumaşla birleştirilerek süper mini bir elbiseye dönüşmüş. Elbiseyi tamamlayan cekete lazer kesimle açılan delikler, tasarımın derinlik hissini kuvvetlendiriyor. Çiçek deseniyse ceket, çanta ve safari şapkasını süslüyor. Sonuç olarak Fendi, podyuma yeni nesil maksimalizm anlayışını taşıyor.
Cüretkar, kendine has ve yenilikçi. Gucci’nin derin dekolteli dantel kırmızı body’si, yüksek bel dar kesim, yırtmaçlı vanilya rengi etekle eşleştirilmiş. Rugan eldiven ve tasma, görünüme eklenen neo-fetiş detaylardan.
Rafine ve güçlü. Hermès’in Matrix’i andıran tek renk yelek, atlet, pantolon üçlemesi işlevsellikle minimalizmin yollarını kesiştiriyor. Fransız modaevinin podyumunda gözümüze çarpan bu seçenek, renk konusunda tutucu olanlar için çağdaş bir öneri.
Tasarım üslubunun odağına 1970 ve 80’leri koyan Fransız tasarımcı Isabel Marant, yine bu dönemlerin renkli grafiklerinden aldığı ilhamı pamuklu tişörtlere yansıtıyor. Özgürlüğümüze kavuştuğumuz yaz günlerinde, bisikletçi taytlarıyla ya da jean şortlarla giymek için ideal.
Yalın, özgün ve duru. Beyaz, bej ve sarıya kaçan krem tonlarında farklı kumaşlar, patchwork gibi birbirine dikilerek bu uzun, akışkan, konforlu elbiseye dönüşmüş. Düz tabanlı terliklerden bilekten bağlı yüksek ökçeli sandaletlere kadar pek çok parçayla kombine edilebilir.
Bir veda koleksiyonu. Kenzo’nun kreatif direktörleri Humberto Leon ve Carol Lim’in modaevi için hazırladığı son koleksiyondaki esin kaynakları, okyanus ve plajlardı. Balık ağları, dokusuyla suyun hareketini yansıtan kumaşlar ve sörf referansları… Aynı desenin farklı renkte versiyonlarını bir arada kullanan görünümü tamamlayan bel çantası, radarımıza takılan aksesuarlardan.
Yüksek ve abartılı yakalar, dantel kumaşlar... Jonathan Anderson imzalı Loewe podyumunda aristokrasi rüzgarları esiyor. Beyaz geometrik desenli dantel elbisenin üzerine giydirilen yanları tamamen açık önlük-yelek, alternatif kombinasyonlar için joker parça. Büstiyerlerle, bol paçalı yüksek bel pantolonlarla, mini elbiselerle ya da şort-gömlek takımlarıyla eşleştirilebilir.
Yunan tasarımcının Londra merkezli markası altında sunduğu tasarımların her birine sanat eseri demek yanlış olmaz. 2020 İlkbahar/Yaz koleksiyonundaki üç boyutlu formlar, ince işçilikle üretilmiş kumaşlar, nakışlı dokular sadece yaratıcılığın değil aynı zamanda yüksek zanaatın da eseri. Teatral koleksiyonun sokağa adapte edilebilir parçalarından desenli maksi elbise, Katrantzou’nun tasarım vizyonunun tüm izlerini taşıyor.
Slovak modaevi Nehera’yı henüz takibe almadıysanız daha fazla gecikmemenizi tavsiye ederiz. Güncel ve sofistike tasarımlar sunan markanın alametifarikası, görünümlere hakim olan alışılmadık renk birliktelikleri. Kırmızı ile pembe, kırmızı ile somon rengi, turuncu ile pembe gibi eküriler, Nehera koleksiyonlarında sıkça görebileceğiniz eşleştirmelerden.
İddiasıyla kırmızı halıyla yarışan, sokak stilinin esaslı temsilcilerinden Off-White, bu görünümde çok renkli ve desenli bisiklet yaka tişörtü, rengi beyaza kaçan bir jean’le birlikte sunuyor. Bu jean’i alışveriş listenizin neden en başına eklemeniz gerektiğini kısaca özetleyelim: Pencere dekoltelerin yarattığı isyankar ve seksi aura.
Yarım asırlık tarihinde gelip geçici trendlere yanaşmayan modaevi, yolun başından bu yana kendi dilini geliştirerek karakterli tasarımlar sundu. Markanın 2020 İlkbahar/Yaz koleksiyonu da bu savı kanıtlar nitelikte. Hafif metalik plakalardan yapılmış file elbisenin içine polo yaka triko üst ve yüksek bel korse giydirilmiş. Stili ve tasarımıyla, deneysel bir kombinasyon.
İtalyan işi abartılı takılar, Roberto Cavalli’nin gösterişli, maksimalist ve cazibesi yüksek kadınlarının yalnızca gece değil gündüz görünümlerine de eşlik ediyor.
Maskülen detaylar, duvar kağıdı ve masa örtüsü desenleri, viktoryen siluetlerle buluşuyor. Simone Rocha’nın masalsı koleksiyonundan bu elbise, aynı kumaştan yapılmış pantolon sayesinde romantik aurasından sıyrılarak modern bir havaya bürünüyor.
Bu sezon modaevlerinin podyumlarında, vazgeçemediğimiz takımların açık ton versiyonları baskın. Eğer bir takım arayışındaysanız, mükemmel kalıpları ve akıllıca tasarlanmış detaylarıyla bilinen Tod’s’un 2020 İlkbahar/Yaz koleksiyonuna göz atın.
Başkaldırının moda sözlüğündeki güncel karşılığı Unravel. Modaevinin vücudu saran asimetrik elbiseleri ve dikkat çeken aksesuarları, birçoğumuzun her görünümde aradığı iki anahtar kelimeyi aynı paydada buluşturuyor: Şıklık ve konfor.
Pierpaolo Piccioli tasarımı Valentino 2020 İlkbahar/Yaz koleksiyonunun kalbinde, iyimserlik aşılayan canlı renkler var. Parlak sarı bu elbise, payetli tasarımıyla denizkızlarını anımsatıyor.
Yohji Yamamoto, markasını kurduğu 1981 yılından bu yana modada konstrüksiyon ve dekonstrüksiyonun en başarılı yorumlarını icra ediyor. Tasarımcı, defile çıkışında koleksiyon için yapılan “şiirsel” yorumuna cevaben, “Ben şiirsel olmak için doğmuşum!” diyor. Aplike puzzle parçalarıyla dinamikleşen gömlekten devşirme elbise, bu şiirselliğin sokak stiline adapte edilmiş hali.
Hareketli, kadınsı ve özgür. Zimmermann’ın üniforması haline gelen bu nitelikteki tasarımlar, gardıropların her daim kurtarıcıları. Bu tasarımın kalıbına aldanarak onu gece elbisesi olarak kategorize etmeyin. Konçlu bez ayakkabılar, sneaker’lar ya da düz tabanlı sandaletlerle gündüz saatlerine rahatça uyum sağlayabilir.