Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Cildin işleyişine, yaşlanmasına ve hatta hayatın geneline dair yepyeni bakış açıları ufukta göründü!
Ceket: Zadig & Voltaire
Bir tarafta hücreler ve mikrobiyomdan DNA dizilimi teknolojisi, diğer yanda dünyanın dört bir yanından milyarlarca veri toplayan süper bilgisayarlar. Bu doğrultuda cildin işleyişine, yaşlanmasına ve hatta hayatın geneline dair yepyeni bakış açıları çıkıyor ortaya. Keşfe hazır mısınız?
Cildin yaşlanması konusunda sürekli yeni haberlere maruz kalıyoruz. Ancak şu günlerde araştırmacılar öyle keşiflerde bulunuyorlar ki, yaşlanma karşıtı kozmetik sektörü bile önümüzdeki aylarda hayretler içinde kalabilir: “Bir tarafta tüm hücrelerimizden ve mikrobiyomdan DNA dizilimi teknolojisi var. Bu yöntemle cildin işleyişine dair yeni ve oldukça önemli bilgiler elde ediyoruz. Diğer yanda, dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen çalışmalardan elde edilen milyarlarca biyolojik veriyi, süper bilgisayarlar aracılığıyla derleyen biyoinformatik alanı iş başında. Bu inanılmaz miktardaki veri sayesinde, hayata ve cildin fizyolojik yapısına dair tüm bildiklerimizin değişmek üzere olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” diyor Lancome’un bilimsel iletişim direktörü Veronique Delvigne.
Ceket: Balmain
Aslında bu mevzuyu iki yıldır konuşuyoruz, fakat görülen o ki, bir yirmi yıl daha sürecek gibi! Çünkü mikrobiyom hakkında edindiğimiz evrimsel bilgiler, bedenin genel işleyişine ve özellikle de cildin işleyişine dair bildiklerimizden oldukça farklı şeyler söylüyor. Bugün, insan vücudunun yüzde 50’sinin mikroorganizmalardan (bakteri, maya, virüs) oluştuğu keşfediliyor. Bu mikrobiyota, antioksidanları sentezleyerek, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek ve yaraların iyileşmesine yardımcı olarak bizi sadece saldırılardan korumakla kalmıyor, aynı zamanda vücudumuzdaki her bir hücreyle, dolayısıyla cildimizle de iletişim kuruyor. L’Oréal Paris, dokuz araştırma merkezi ve elli araştırmacıyla bu konuyu masaya yatırmış durumda.
Makyaj: Idole Ultra Wear Nude Beige Nature fondöten, French Glow Light Liberte bronz pudra, Hypnose Noir Hypnotic rimel ve dudaklarda l'Absolu Tone-Up Tint Rose Universel LANCOME, Manikür: Maki Sakamoto, Çekim asistanı: Tanya Orlega
Mikrobiyota, iç dengesizliklerimizi, enflamasyon bölgelerini, ciltteki izleri ve serbest radikallerin saldırılarını kontrol etmede etkili olabilir. Bunun için mikroorganizmaları, tahriş olmuş bölgelere ulaşması ve onları onarması için yönlendirmek gerekiyor. Meselenin farkında olan girişimcilerin, bu yeni disipline öncülük eden startup’lar kurması da şaşırtıcı değil. Bunların önde gelenlerinden biri olan Seed, Karlie Kloss’tan finansal destek almaya başladı bile. Peki bu yöntem nasıl mı işliyor? Probiyotikler bağırsaklar ve enflamasyonlu bölgelerden boş yere geçip gitmek yerine, bu bölgeler üzerinde olumlu etkileri olabilmesi için özel olarak ‘giydiriliyor’. Üstelik bu başlangıç; bizi bekleyen gelişmeler cildi ve yaşlanmasını doğrudan ilgilendirebilir.
ABD’de DNA şifresi çözümleme kitlerinin yaygınlaşmasıyla, yaşlılık klasik bir sağlık problemi gibi görülmeye başlandı. Cildin sürekli evrim halindeki durumu, kişinin sadece genetik yapısına göre değil, o anki mikrobiyotasının koşullarına, ruh haline ve yaşam tarzına göre değerlendiriliyor. Bu da 360 derecelik bir bakış açısı sunuyor. Yapay zekaların filtrelerinden geçen bu temel bilgiler, riskli bölgeleri, enflamasyon derecesini veya farklı probiyotik ailelerinin ne kadar işe yarayabileceğini öngörmeye olanak tanıyor. Bu kitler birtakım alerjilere ve hastalıklara yatkınlığımızı ya da nasıl yaşlanacağımızı evde keşfetmemize olanak tanıyor. Örneğin LifeNome testleri, cilt sarkmasına eğiliminiz olup olmadığını söyleyebiliyor ve hedef odaklı fitness, beslenme ve cilt bakımı önerilerinde bulunuyor (lifenome.com). EverlyWell kitleriyse, besin alerjileri, DHA seviyeleri (bir Omega 3 asidi) ve metabolizmaya odaklanıyor (everlywell.com).
Yazı: Frederique Verley, Melanie Defouilloy, Carole Sabas
Makyaj: Benjamin Puckey
Saç: Diego da Salva