Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Öncelikle cildin genç kalmak için neme ve koruyucu bariyerine sahip olması gerektiğinin altını çizelim. Bunun için yaşlanma karşıtı bakım rehberimizin ilk adımı nazik formüllere sahip temizleyiciler. Cildi doğal yağlarından arındıran ve üst katmanının yapısıyla oynayan sert formüllerden uzak durun. Eğer makyaj yaptıysanız ya da derinlemesine bir arındırma ihtiyacı hissediyorsanız çift fazlı bir uygulama yapabilirsiniz. Bunun için önce makyajı ve kiri parçalayan temizleme yağlarını ardından da köpüren ama kurutmayan bir yüz temizleme ürününü kullanabilirsiniz.
Yaşlanma karşıtı bakım rutininizde güneş koruyucu kullanmayı atlamak gibi bir lüksünüz yok. İster yaz ister kış mevsiminde, ister güneşli ister bulutlu günlerde, ister evde ister dışarda olun ışığın bulunduğu her anda güneş koruyucu kullanmanız gerekli.
Bu bakım ritüelinin sadece iyileştirici değil engelleyici olduğunu da hatırlatalım ve güneşin zararlı ışınlarının ciltte yarattığı problemlere karşı her an gardınızı yüksek tutmanız gerektiğini belirtelim.
Serumlar zamana karşı yarıştığınız güzellik oyununda en güçlü müttefiklerinizden. Gündüz ve gece saatlerinde bakım ürünlerine farklı tepkiler veren cilt için farklı serumlar seçmenizde fayda var.
Gün içinde kullanacağınız serumu cildi dış faktörlere karşı koruyan ve savunan ürünlerden tercih edebilirsiniz. Antioksidan serumlar, C Vitaminli formüller, serbest radikallere karşı kalkan olan ürünler, gündüz bakımınınızın olmazsa olmazları arasında.
23:00 - 03:00 saatleri arasında ve verimli uyku zamanında cildin yenilenme, kendini onarma hızı en yüksek seviyeye çıkıyor. Bu yüzden en güçlü yaşlanma karşıtı ürünlerini kullanma zamanınız akşam rutininiz.
Yaşlanma karşıtı rutininizin kilit yapı taşı ise retinoidler. Cildi tazeleyen, kollajen üretimini artıran, cildi yeniden yapılandıran bu içerik için destenin joker kartı diyebiliriz. A Vitaminin bir türü olan ya da benzer kimyasal yapıya sahip olan retinoidler, ciltte hassasiyete sebep olabileceğinden dolayı da genellikle gece kullanımına daha uygun.
Ciltte bir alışma süresine ihtiyaç duyabileceğiniz retinoidleri haftada birkaç kez kullanarak başlayabilir ve hafta aşırı şekilde, kullanım sıklığınız her güne ulaşacak şekilde artırabilirsiniz. Retinoid kullanmadığınız günlerde ise cildi yatıştıran ya da derinlemesine nemlendiren niasinamid ya da hyalüronik asit içeren serumlar kullanarak cildinize destek olabilirsiniz.
Bu noktada başlangıç seviyesi için en etkili ipuçlarından biri de retinoid serumlarını doğrudan cilde değil, cilde iyice yedirdiğiniz nemlendiricinizin üzerine uygulamak. Bu yöntemle cildi retinoidin aktif özelliğine karşı koruma altına alabilirsiniz.
Ve tabi ki olmazsa olmazımız nemlendiriciler… Öncelikle bir nemlendiriciden ciltte konsantre bakım ürünleri kadar güçlü bir fark yaratmasını beklememenizi söyleyelim. Çünkü kendilerinin ilk görevi, adı üstünde cildi nemlendirmek. Diğer özelliklerine ise yan faydalar diyebiliriz.
Nemlendiricinizi gündüz ve gece olarak ayırmak size kalmış. Nemlendirici seçerken önceliğiniz cilt tipine göre formülize edilmiş bir ürün seçmekten yana olmalı. İsterseniz gündüzleri cildi yormayacak, hızlı emilecek, daha hafif yapıya sahip; akşam içinse daha yoğun dokulu ve daha çok destek yapı taşlarına sahip bir ürün tercih edebilirsiniz.
Gündüz nemlendiricinizi tıpkı serumunuz gibi cilt bariyerini koruyan, güçlendiren; hyalüronik asit ve seramidlerle zenginleştirilmiş ürünlerden seçebilirsiniz.
Gece ise tüm anti-aging çalışmanızı destekleyip son noktayı koyacak retinol, kollajen, peptidlerle güçlendirilmiş formüller kullanabilirsiniz. Bu arada ‘gece kremi’ olarak adlandırılan ürünlerin genelde ışıksız ortamda, uyku saatlerinde daha etkin olduğunu ve bazılarının (özellikle retinoid içerenlerin) gün ışığında ciltte hassasiyete sebep olabileceğini söyleyelim.
Dudaklarla birlikte yüzdeki en ince cilde sahip olan göz çevresi yaşlanma belirtilerinin en önce ortaya çıktığı ve ekstra özen gereken bölgelerden.
Yaş, çevresel etkenler ve günlük yaşamın koşturmacasıyla birlikte göz altlarında şişkinlik, koyu halkalar ortaya çıkabilir. Göz kenarlarında ince çizgiler, göz kapaklarındaysa sarkma ve esneklik kaybı meydana gelebilir. Bunun için gündüz koruyucu ve aydınlatıcı, gece ise sıkılaştırıcı ve toparlayıcı ürünlerden destek alabilirsiniz.
Göz kremi kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli detay ise uygulama şekliniz. Göz çevresindeki cildi çekiştirmemeniz ve sert davranmamanız gerekiyor. Yüzük parmağıyla, hafif tampon hareketlerle ürünü cilde yedirmeniz ve cildi yerinden oynatmamanız önemli. Bu yöntem uzun vadede göz çevresindeki sarkmaların ve kırışıklıkların önüne geçecek ve cildinize kendi kendinize vereceğiniz zararı engelleyecek.
Tüm bu günlük rutinin yanında bir de destek kuvvetleriniz mevcut. Maskeler ve peeling ürünleri haftalık bakım seanslarınızın önemli parçaları. Haftada 1-2 kere uygulayacağınız kimyasal peelingler ölü derinin cilt yüzeyinden atılması, gözeneklerin temizlenmesi ve cilt yenilenmesinin hızlanması için oldukça önemli. Bu ürünlerin cilt elastikiyetini artırıp cildin toparlanmasını sağlayarak ince çizgilere de iyi geldiğini belirtelim.
Eğer iyice belirginleşen kırışıklıklardan, lekelerden veya matlıktan şikayetçiyseniz bu problemlere nokta atışı müdahale eden, yani bir nevi nemlendiriciniz ve serumunuzun optimum bir kokteyli olan maskelerle haftada 2-3 kez konsantre uygulama sağlayabilirsiniz.