Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


Teknolojiyle bakım rutinlerinin daha çok buluştuğu, cilt bakımının hücresel seviyeye indiği 2025 yılının en çok konuşulan bakım trendlerini bir araya getirdik.
2025, güzellik rutinlerinin hızdan çok yanıt verme kapasitesine, anlık etkiden çok dayanıklılığa odaklandığı bir yıl oldu. Cilt ve saç bakımında teknolojiyle biyolojinin daha net kesiştiği, bakımın yüzeyden hücresel seviyeye indiği yeni bir dönem şekillendi. Geride bıraktığımız yılın en çok konuşulan bakım başlıklarını bir araya getirdik.
Bu yıl güzellik dünyasında önceliğimiz, yaşlanma hızını yavaşlatmak oldu. Uzun vadeli cilt dayanıklılığını hedefleyen bakım rutinleri, antioksidanlarla ve onarım sinyallerini güçlendiren aktiflerle yeniden şekillendi. Kollajen depolama kavramı daha da görünür hâle geldi; cilt, anlık sonuçlar yerine bir gelecek yatırımı olarak ele alındı. Böylece longevity yaklaşımı, 2025’in en rafine bakım alışkanlıklarından biri olarak konumlandı.
2025’te gençlik etkisini yüzeyde değil, cildin yenilenme hızında aradık. Büyüme faktörleri, hücrelerin verdiği yanıtı güçlendirdiği için bakım rutinlerinde daha belirgin bir rol üstlendi. Bu yüzden yıl boyunca yenilenmeyi derinden destekleyen bu formülleri sık sık tercih ettik. Hücresel seviyede çalışan bu teknoloji, özellikle matlık ve yorgunluk dönemlerinde cildin ritmini yeniden düzenledi. Böylece yenilenme ihtiyacını, daha akıllı ve daha hedefli bir bakım modeliyle karşılamış olduk.

Fotoğraf: Dr. Dennis Gross
2025’te hem etkili hem çevre dostu ürünlere yönelme eğilimimiz belirgin şekilde arttı. Geride bıraktığımız yılda sürdürülebilirlik odağı formül teknolojisine taşındı. Su içermeyen veya ultra-konsantre ürünler daha fazla öne çıktı. Bu tarz ürünlerin daha stabil aktifler içermesi ve daha düşük karbon ayak izi sunmaları da trendi güçlendirdi. Katı serumlar, konsantre tonikler ve refill sistemleri bakım rutinini daha modern bir yapıya taşıdı.
Bu yıl saç sağlığını yalnızca uçlardan değil, saç derisinden başlattık. Mikrobiyom dengeleyen serumlar, kepek ve hassasiyet odaklı çözümler ve inflamasyonu azaltan aktifler saç bakımının odağını değiştirdi. Saç derisine düzenli peeling ve serumlar uygulamak, tıpkı yüz bakımındaki kadar doğal bir adım hâline geldi. Böylece saç derisini cilt bakımının bir parçası olarak ele aldığımız yeni bir dönem başladı.
Saç bakımında onarım kavramının moleküler seviyeye indiği ve saç lifinin iç bağlarını yeniden kuran protein teknolojilerinin yükselişe geçtiği bir yıl geçirdik. Isı, boya ve çevresel stresin yarattığı yıpranma, yüzeyde değil yapısal olarak ele alındı. Daha güçlü, daha elastik bir saç dokusu hedefleyen bu yaklaşım, rutinleri kökten değiştirdi. 2025’te saç onarımını bilim destekli bir sistemle gerçekleştirdik.

Fotoğraf: Therabody
Işık terapisi bu yıl ev bakımının en güçlü araçlarından biri oldu. Işığın kollajen üretimini desteklemesi ve inflamasyonu azaltması, teknolojiyi günlük rutinin doğal bir parçasına dönüştürdü. Kullanıcılar profesyonel sonuç arayışını eve taşıdıkça, LED terapisi daha erişilebilir bir çözüm hâline geldi.
2025’te cilt bakımının mantığı yüzü aşarak saç, vücut ve makyaj kategorilerine yayıldı. Her ürün, nem bariyerini koruyan ve cildi daha dayanıklı kılan aktiflerle zenginleştirildi. Skin-first yaklaşımı sayesinde bakım rutini daha bütünsel bir yapıya kavuştu. Böylece skinification, 2025’in en kapsayıcı güzellik akımlarından biri oldu.
Bu yıl cilt bakımının duygusal tarafına da odaklandık. Stresin tetiklediği kızarıklık, hassasiyet ve matlık sorunlarını hafifleten nöropeptit ve adaptojen içerikleri yükselişe geçti. Cildi sadece fiziksel olarak değil, sinirsel düzeyde de sakinleştirmeyi hedefleyen formüller daha fazla ilgi gördü. Böylece güzellik rutini, zihinsel yükü hafifleten bir bakım alanına dönüştü.

Fotoğraf: CoffeeandMilk
2025’te en çok konuştuğumuz konulardan biri cilt bariyerini güçlendirmek oldu. Nem tutma kapasitesini artıran, kızarıklığı yatıştıran ve hassasiyeti azaltan formüller günlük rutinde öncelik kazandı. Seramidler ve yatıştırıcı aktifler cildin savunma yeteneğini güçlendirirken, PDRN derin katmanlarda onarım hızını artırarak bu trendi daha etkili bir seviyeye taşıdı. Hem dış etkenlere karşı dayanıklılığı hem de hasarı toparlama kapasitesini aynı adımda birleştiren bu ikili yaklaşım, çok adımlı rutinleri sadeleştirdi.
Cildin stres karşısında verdiği tepkiyi yumuşatan eksozom içerikleri, 2025’in en hızlı yükselişe geçen bakım başlıklarından biri oldu. Mikro ölçekte iletişimi destekleyen bu yapı, yorgunluk ve matlık belirtilerini daha kısa sürede toparladığı için dikkat çekti. Cildin adaptasyon kapasitesini artıran bu yaklaşım, bakım rutinine belirgin bir “yüksek teknoloji” hissi ekledi. Böylece yıl içinde cildin yanıt verme hızını artıran bu çözümleri daha sık benimsedik.


