Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bu zor zamanlarda giderek daha çok insan rehberlik için yıldızlara danışıyor. Peki, astrolojiyi böylesi cazip kılan ne?
Hindistan ve Çin gibi Batılı olmayan ülkelerde astroloji, insanların dünyadaki yerleri hakkında düşünme biçimini bilgilendirmede yüzyıllar boyu önemli bir rol oynadı. Fakat insanların sosyal medyadaki hesaplar aracılığıyla yıldızlara giderek daha fazla danışmasıyla birlikte astroloji yakın zamanda Batı’da büyük bir çekime sahip oldu. Günlük burç yorumu uygulamaları ve “meme”lerden influencer astrologlara ve yıldız burcunuza göre giyinme ve kişisel bakım hakkındaki makalelere, astroloji ana akımın bir parçası hâline gelerek popüler kültürün neredeyse her kesimine sirayet etti.
Instagram çağında astroloji
Astroloji gök cisimlerinin ve hareketlerinin bir incelemesi olarak ele alınabilir. İnsan ilişkileri ve dünyadaki olaylara dair sezilerde bulunma yöntemi olarak kullanılır. “Şu anda çevremizde gerçekleşen dünya olaylarını açıklamak adına tarihî örüntüleri bir araya getirmemize yardımcı olur,” diyor ünlü astrolog, DJ ve tarot kart okuyucusu Marissa Malik; kendisi Z jenerasyonunun zihinlerini ele geçiren yeni dalga influencer astrologların temsilcilerinden. “Ayrıca kişisel hayatlarımıza dair, izlediğimiz yolu doğrulamamızı sağlayan son derece bireysel içgörüler de sağlayabiliyor.”
Sosyal medya astrolojiyi daha genç kitlelere açarak daha erişilebilir bir hâle getiriyor. Ünlü “meme” hesapları @NotAllGeminis, @Trashbag_Astrology ve @TheZodiacsTea nüktedan ve lokmalık içeriklerle insan davranışına dair bir anlayış sunuyor; burç stereotiplerini vurgulayıp flörtleşme, iş-hayat dengesi ve ruh hâlindeki çalkantılar gibi ilişkilendirilebilir temalara yer veriyorlar.
Yapay zekâ temelli Co-Star ve Sanctuary’den modanın favori astroloğu Susan Miller ve sitesi Astrology Zone’a uzanan çok sayıda astroloji kişiselleştirilmiş yıldız falı ve canlı doğum haritası okumalarını avucunuzun içine yerleştiriyor. 2019’da piyasaya sürülen Sanctuary kendilerine dair daha derin bir içgörü arayanlar için yaratıldı. “Astroloji karmaşık ve matematik temelli bir sistem ama daha da önemlisi, sizin hikâyeniz olması,” diyor Sanctuary’nin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Ross Clark, Vogue’a. “Yanıt arayan insanların içeriğimiz ve yorumcularla bağ kurabilmesi için doğrudan, modern bir yol inşa etmek istedik.”
Clark, Sanctuary’nin aşk, ilişkiler ve iş hakkında birçok soru aldığını açıklıyor. Fakat pandeminin tüm dünyaya yayıldığı 2020 yılında berraklık arayan çok sayıda insanla birlikte canlı okuma talebi tavan yapmış. “Belirsizliğin yüksek olduğu bir yılda insanların ciddi rehberlik, biraz şakalaşma ve aradaki diğer her şey için mistisizme döndüğünü gördük,” diye ekliyor.
Daha yüce bir güç arayışı
İlk burç yorumu köşesinin Britanya’nın Sunday Express’inde yer aldığı 1930 yılından bu yana astroloji çok yol kat etti. Fakat bu alana duyulan ana ilgi hâlâ aynı. Söz konusu köşe borsa çöküşünün ardından insanların kayıp ve korkmuş hissettiği, rehberlik aradığı bir dönemde ortaya çıktı. Takvimler 2021’yi gösteriyor ve pandeminin bir neticesi olarak, insanlar yine yanıt bulma çabasında.
“Astrolojiye gösterilen ilgideki artış daha yoğun bir sosyal istikrarsızlık döneminde gerçekleşiyor,” diye açıklıyor Belçika’daki Ghent Üniversitesi’nden din antropoloğu Dr. Susannah Crockford. Böyle dönemlerde yardım için daha yüce bir güce dönmek insanın doğasında var. Fakat büyüyen dinî ilgisizliğin Batı’da yarattığı boşlukla birlikte genç insanlar alternatif inanç sistemlerine dair bir arayışa giderek daha çok yöneliyor.
“Son beş yıldır yeni çağ maneviyatını izliyoruz; öz bakım ve zindelik paylamasının erken bir yan ürünü olarak endişeye bir panzehir şeklinde ortaya çıktı,” diyor tüketici davranış tahmincisi WGSN’de kıdemli içgörü stratejisti olarak çalışan Sarah Owen. Yıllar içerisinde astroloji ve tarot veya numerolojiye duyulan ilgideki artışın zorlayıcı dönemlerle sık sık paralellik gösterdiğini açıklıyor.
Bu durum, gerçeği kurgudan ayırt etme becerimizin birçok insani manevi rehberlik arayışına sürüklediği “gerçek-ötesi” dönemde astrolojiye duyulan ilginin arttığı 2016 yılında gerçekleşti. 2018’e gelindiğinde astroloji, ABD’de tahminlere inananların oranı kadınlarda yüzde 37 ve erkeklerde yüzde 20’ye yükselerek kritik kütleye ulaştı.
Geçtiğimiz 12 ayın öngörülemez olaylarının ardından astrolojinin birçok genç insana bu tuhaf zamanlara dair bir açıklama sunması bu sebeple belki de anlaşılabilirdir. “Astrolojik tahminler endişeli bir biçimde internette, yalnız çok fazla vakit geçiren, kendileri ve dünyada olup bitenler hakkında fazla düşünen tutsak bir kitle için oldukça cazip görünebilir.” diyor Dr. Crockford.
Sahte bilim mi, bilimin izinden gitmek mi?
Yine de, astrolojinin soyut mesajlarının mevcut cazibesi bir anlamda paradoks oluşturuyor. “Bilimi takip etmemiz” ve yalan haberleri görmezden gelmemizin giderek daha çok salık verildiği bir dönemde günün sonunda neredeyse tamamen ihtiyari olan bir şeyi benimsemeye neden bu kadar istekliyiz?
Kültürel strateji ajansı Flamingo’da sosyal bilimci olarak görev alan Dr. Karen Correia da Silva pandeminin “nedensel bir belirsizlik” dönemi yarattığını ve söz konusu psikolojik durumda insanların pandemi, doğal afetler ve siyasi ayaklanmalar gibi büyük, küresel olayları anlamlandırmaya çalıştığını söylüyor.
Bu tür dönemlerde insanlar bu olayları anlamlandıracak bilgiler arar ve aradığı rahatlığı sık sık soğuk, bilimsel gerçeklerden ziyade, soyut mesajlarda ve ne kadar ölçülemez olsa da inanç, aşk ve geleceğe dair büyük fikirlerde bulur.
Dr. Correia da Silva’ya göre “bir bilgi sistemi olarak kabul edilecek bir yapının yanı sıra, insanların hayal kurup bu fikirleri kendi gerçekliklerine uygulamasına izin verecek kadar da şekillendirilebilir soyutlamaya sahip olması sebebiyle” astrolojinin cazibesi göründüğü kadar mantıksız olmayabilir.
Alman filozof Theodor W. Adorno’nun 1953 tarihli kitabı The Stars Down To Earth’te gözlemlediği bir durum bu. Adorno, astrolojik içgörüyü “doğaüstüden ziyade empirik terimlerle” sunarak -yıldız haritalarıyla, tablolarla ve gezegensel hareketin hassas tayinleriyle- astrolojinin “görünür bir gerçek” olarak yeni bir yaşama başladığını iddia eder.
Her inanç sisteminde olduğu gibi astroloji de ancak uç noktalara taşındığında ya da bir tür dogmacılığa dönüştüğünde sorun teşkil ediyor. Fakat, mevcut “meme” biçimi ve akıllı telefon yinelemesiyle, astroloji iç gözlem ve inceleme alanında eğlenceli bir egzersiz sunabilir. Hem bu karantina günlerine konuşulacak ilginç bir konu hem de Dr. Crockford’a göre “bireylerden beklenen en önemli epistemolojik [öğrenme biçimi] eserlerden biri.”
Nihayetinde öz bakım, kişisel gelişim ve öz farkındalık fikirlerini yücelten ve giderek daha da bireycileşen bir toplumda kendini tanımak günümüzde edinebileceğiniz en önemli sosyal akçe olabilir.
Kişisel içgörünün ötesinde astroloji, bu zor zamanlarda yaşamlarımıza dair önemli bir bakış açısı sağlayarak yaşamın ne kadar engin ve taşkın olduğunu ve birbirimize ne kadar bağlı olduğumuzu hatırlamamıza yardımcı olabilir. Malik’in de dediği gibi, “Aynı elementlerden meydana geldiğimizi ve bu vasıtayla birbirimizle bağdaşabilirken bir yandan da anlaşılmaz derecede eşsiz olabileceğimizi öğretiyor.”