Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Romantik erkek. Haider Ackermann her zaman şiirsel bir tonda konuştu. Duygusal dokular, kadife kumaşlar ve ipek detaylar onun imzası haline geldi. Ackermann bu sezon kendi normalinden daha farklı kesimlere odaklanıyor, keskin hatlı bir siluet koleksiyon üzerinde hakimiyet kurmuş. Japon çiçek motifleri en keskin kesimlerde bile mesajı elden bırakmıyor: romantizm esastır.
PVC ve materyal üzerine denemeler. Aslında Beirendonck bu sezon fetiş objelere referans veriyor, plastik aksesuarlar koleksiyonun ana ilham noktası. Renklerin nereden geldiğini sorduğumuzda ise gecikmeden cevap veriyor: pagan geleneklerine selam. Karşımızda yine her sezon olduğu gibi mesaj ve renk dolu bir koleksiyon var.
Bazı tasarımcılar ilhamları hakkında konuşuyor, gördükleri yerler, esinlendikleri akımlar, bazıları ise sadece kıyafetler hakkında. Sarah Burton işte o tasarımcılardan. İşi zor olmalı. İngiliz erkeğine ve maskülen forma odaklanan Burton McQueen'in kodlarını her zaman inovatif yollarla koleksiyonuna dahil ediyor.
Her cinsiyetin giyebileceği kıyafet. Alexandre Mattiussi'nin Paris çatıları üzerindeki defile alanı Parizyenlere selam veriyor. Uzun atkısı, çizgili gömleği ve de dağınık ama cool görüntüsüyle markanın DNA'sından da farksız bir koleksiyon. Konforu hep öncelik tutan Ami kendi şıklık anlaşını da Paris'in katı sayılabilecek moda camiasına kabul ettirmeyi yıllar içinde başardı.
Demeulemeester'den şiir kitabı. Tasarımcı bütün koleksiyonunu William Blake'in şiirlerinden ilham alarak yaratmış. Blake kesinlikle bu kıyafetleri giyerdi. Şiirlerinde anlatmak istediklerini Ann Demeulemeester kumaşları keserek yapıyor.
Parti Zamanı. Rousteing her zaman parıltıyı sevdi. Balmain'in işçiliği ile kendi zevklerini orta noktada buluşmaya çalıştı. Markanın DNA'sı hep aklında ama onu her seferinde sınava tutuyor. Gençler için olan bu koleksiyon ilhamını denimden alıyor. "Moda devrim değil dönüşümdür" diyen Pierre Balmain'in aksine Olivier Rousteing: "Moda dönüşüm değil devrimdir"diyor.
Konu Haider Ackermann olunca romantiklik dilden düşmüyor. Berluti gibi çizgileri çok net bir markaya bile duygusallığı aşılamayı başaran yine Ackermann'ın ta kendisi. Berluti her zamanki gibi şık ama çok daha duygusal. H.A. renk tonlarını açarak ve kumaş seçimlerini değiştirerek nasıl romantik olunabileceğine dair bir ders veriyor.
Rei Kawabuko her seferinde hem kendisini hem de moda endüstrisini sınava sokuyor. Onu tanıyanlar bilir, kendisini tekrar etmesi çok da mümkün olmayacak bir şey. Koleksiyon punk referansları taşırken çok önemli bir soru soruyor:"Bilinçaltında neler oluyor, ve sen bunu dışarıya nasıl yansıtıyorsun?"Kıyafetlerin temsiliyetinin bir parçası mı?
Kris Van Assche diyince akla takım elbise geliyor. O Fransız klasikleriyle inovasyonu buluşturdu. Kesim, kumaş ve form seçimleri ona ait yeni bir takım elbise biçimi soktu moda literatürüne. Şık ama sosyal, kurumsal ama özgür mesajlar veren bu takımlar kimseyi dışlamadı. Sadece giyenlerin biraz da cesur olması gerekiyor. Eğer Z jenerasyonundan değilseniz tabii.
Dries Van Noten bu sezon defile öncesi ve sonrasında hiçbir basın mensubuyla görüşmedi. Mesajı netti. "Sadece koleksiyonuma bakın". Moda dünyası zaten referanslar ile doluyken insanları kendi referanslarıyla baş başa bıraktı. Evet burada siz ne görüyorsunuz?
Faith Connection koleksiyonunu cinsiyet üzerine konuşmalar olarak tanımlıyor. Tabii bir de neo-couture olarak tanımladığı metodu var. Haute Couture'e paralel olarak daha özgür ama daha genç bir modeli savunuyor.
Sıcak şarap, ağaç kokusu, defile yoluna dizilmiş meşaleler. Hermes her zaman doğa ile ilişkisini sıkı tuttu. Hem kullandığı materyallerde hem de verdiği referanslarda. En iyi materyal kalitesiyle, usta işçiliği buluşturdu. Bu sezon kaşmir ve flanellerle, jakar kumaşları buluşturan look'lar klasik ve nonchalant DNA'ya sıkı destek çıkıyor.
Heron Preston'un bu koleksiyonu için NASA ile yaptığı işbirliği gündeme bomba gibi düşmüştü. Preston bu koleksiyonu ile insanların ilham aldığı ve peşinden gittiği kişi, kurum, ve objelere dikkat çekiyor. O da kesimler kadar kıyafetleri üzerinde sözcüklerle konuşmayı sevenlerden.
Katla, birleştir, uzat. Issey Miyake her zamanki gibi çizgiler üzerinden gidiyor. Kalın ince fark etmez, onun için ufuk noktası geometri. En dağınık görünen kesimin bile bir kuralı var. Ve yine her zamanki gibi deneysel.
Jil Sander modern erkeği aradığını söylüyor. Teknik olmayan ve her zaman rahat eden bir erkek. Ne istiyorsa onu giyen, sokağa istediği gibi çıkabilen bir kişi. Form uyumundan bağımsızlık, rahatta aranan esas.
Spor giyimin styling ile imtihanı. Watanabe farklı tarzları spor giyim ile buluşturuyor. Partiklik ve kullanım her zamanki gibi koleksiyonun yapıtaşlarından biri.
Ossendrijver'den kumaş ve kesim üzerine denemeler. İşlenmesi zor kumaşları çalışmak bu koleksiyon için ona en keyif veren noktalardan biri olmuş. "Bazen acı işe yarar" diyen de kendisi. Uzun parkalar ve dış giyime uyum sağlayacak yeni kumaş denemeleri.
Her zamanki gibi minimal. Rus rustik detayları içeren koleksiyon, radikal siluetlerini yine yumuşak bir şekilde veriyor. Lemaire her şeyden önce bir Fransız beyefendisi.
Jonathan Anderson herkesin gittiği yoldan gitmemesiyle ünlü. 85 yaşındaki Amerikalı sanatçı Duane Michals ile beraber gerçekleştirdiği çekim yeni koleksiyonunun kodlarını heceliyor. Bu durum siyah beyaz resimler ile dokulu mesajlar olarak özetlenebilir. İspanyol markası için süed ve süed ailesi kumaşları hep önemli olmuştu. Anderson köklerine saygı duyarken genç ruhu tasarımlarının kalbine koyuyor.
Bu sefer kendisi gidiyor. Her seferinde insanları dünyanın çeşitli yerlerine gezmeye çıkardı. En üst seviye AR-GE ile farklı kültürleri buluşturan Kim Jones, LV için son koleksiyonu ile moda dünyasına selam verdi. Farklı türden işçilikleri farklı kumaşlar üzerinde uygulamasıyla ünlü Jones- ve daha birçok şeyiyle ünlü olan Jones demez isek haksızlık olur- belki de monogramı hiç bu kadar öne çıkarmamıştı. Bu hareket onun markaya teşekkürü olarak değerlendirildi.
Jonny Johansson modayı bir çocuğun gözünden görebilmek için çocukladan bir ekip kurup koleksyinun bütün içimlerini onlarla beraber yapmış. "Bu kolaksiyon çocuklar sayesinde saf yaratıcılığın tanımı halinde geldi" diye de dekliyor.
Dans eden kıyafetler. Stephane Ashpool koleksiyonu bir dans stüdyosunda oluşturmuş. Koleksiyon kendi dans geçmişini ve de kişisel geçmişini sergiliyor. Dans ile yaratılan vucüt formlarının kıyafetler üzerinde nasıl yaratıldığına tanık olun.
Rick Owens'ın bilinçaltı yine podyumda. O moda endüstrisini farklı algıladığını her fırsatta dile getiriyor. Amacı endüstirye en çok satış getirecek kıyafetleri tasarlamak değil, içinden gelenleri söylemek. Parça kumaşlar, siyah beyaz tonlar ve de ani kesimler podyumda.
Tokyo'da yaşayan Japon bir tasarımcı Honolulu'daki bir Hawai t-shirt markası ile neden işbirliği yapar ki? Cevap nükleer silah tehdidi olabilir mi? Sacai korumak ve korunmak ile ilgili konuşuyor bu koleksiyonda. Kat kat kumaşlar, fermuarlı tasarımlar ve kalın kumaşlar tehditlerden korunmak için.
Thom Browne her zaman bir hikaye anlatır. Bu hikayelerin genelde mutlu hikayeler olmadığının altını çizmekte fayda var. Geçen sezonlardaki askeri vurgu bunun en iyi örneği olabilir. Ancak bu sefer durum o kadar ciddi değil. Browne Narnia günlüklerini anlatıyor. Soğuk ama üzerine düştüğünüzde yumuşacık kumaşlar. Spor giyim referansları ile birleşen kürkler de cabası.
Valentino'nun orta yaşlı, varlıklı, dominant erkeği tarih oldu. Pierpaolo Piccioli genç bir silüet yaratmakla kalmadı, markanın ürünleri ile satılabilirlik ilişkisini arttırdı. Picasso'dan Robert Smith'e aldığı referansları giyilebilirlik çerçevesi içinde kolaksiyonuna aşıladı. BU koleksiyonunu da şöyle özetliyor: "Öyle havalı şeyleri sevmiyorum, benim işim gerçeklerle".
Vetemens ilhamını antika pazarlarından alıyor. Gvasalia moda endüstrisinden en uzak duran tasarımcılardan bir tanesi. Trendler onun için bir anlam ifade etmiyor. Bu üst üste binen tasarımlar bir soruyu da soruyorlar. Bütün bu kıyafetlere gerek var mı?