Jean Shrimpton'ın İkonik Stili

Gelmiş geçmiş tüm stil ikonlarının ortak noktada buluştuğu tek bir konu var: duruş. Ne kadar stil sahibi olursanız olun, tarzınızı taşıyacak bir duruşunuz yoksa ikonlar listesinde adınızın geçmesi imkansız. David Bailey'nin ikonik objektifine Vogue için defalarca poz veren Jean Shrimpton, sağlam ve estetik bir duruşun her şeyden önemli olduğunun altını çiziyor.

Seyahat stili dendiğinde akla ilk olarak yüksek modanın ikonik seyahat çantaları gelmesin. Yıllar önce Jean Shrimpton'dan da gördüğümüz üzere konforunuz ve dergileriniz eksikse, yapacağınız yolculuk stil anlamında tamamlanmamış demektir.

Seksi görünmenin binbir türlü hali varken, tercihinizi niye yalın ve sade bir seksapeliteden yana kullanmayasanız ki? Hafi dekolteli bir kazak, kahkül ile birlikte toplanmış saçlar ve çekici bir bakış yeterli.

Jean Shrimpton'ın deneysel güzelliği de, cesaret sınırlarını zorladı çoğu zaman. Bazen moda çekimleri için aşırı uçlarda dolaşmak zorunda kalsa da, stil dengesini korumakta bir ustaydı. 

Özetle, "Denge ipleri elinizde olduğu sürece denemekten korkmayın!" diyordu Shrimpton.

Zarafetin klasik yorumunu degiştirip özgünleştiren Jean Shrimpton, stilinden hiçbir zaman kendi imzasını eksik etmedi. Dönemin kadınları etek ve gömleği daha resmi bir saç modeliyle tercih ederken o 60'ların ve 70'lerin özgürlük kokan açık saçlarını - stili ne olursa olsun - hep kullandı. 

Jean Shrimpton'ı, tüm ihtişamıyla Vogue kapağında görürken en doğal haliyle sokakta da takip etmek mümkündü. Hatta yağmurdan ıslanmış sokaklarda yalınayak yürüyebilecek kadar doğallıktan yana olan Shrimpton, kendi döneminin Kate Moss'uydu.

Göz kamaştırmak için takıp takıştırmaya lüzum yok. Bu önemli stil notunu bir kenara yazmadan önce, Jean Shrimpton'ın tek vuruşluk aksesuarlarına yakından bakalım.

Gördüğünüz üzere, Shrimpton da tek bir mücevher ile tüm kombinini yıldızlaştırmayı başarmış. Tek vuruşta kamaşmak istiyorsanız, Shrimpton'a kulak verin.