Ayşe Boyner'in Renkli Dünyası

Ayşe Boyner, ne tarzını ne de kendisini kalıpların içine sıkıştırmayı sevmiyor. Özgünlüğünün sırrı da burada saklı.

Hasır şapkalara, hatta hasır olan her şeye bayılıyorum. Charlotte Olympia’nın kedili ayakkabılarının hastasıyım; her versiyonu var.

Kurdeleleri ve yaka detaylarını çok severim. Marc Jacobs tam bana göre bir şey yapmış.

Soldaki vintage elbiseyi New York'taki çok sevdiğim mağaza Albertine’den almıştım. Ortadaki, şu sıralar favori tasarımcım olan Rosie Assoulin’in kreasyonu. Sağda ise Alessandra Rich’in geçen yaz koleksiyonundan bir elbise var.

Pötikare içinde yaşayabilirim. Elbisem Boyner Fresh’ten Brigitte Bardot, çantam da hem gündüz hem gece kullanabildiğim Tulla.

Hasır çantalarımı genelde Etsy’den alıyorum. Desenli olanı Tayland'da bir butikten, kırmızıyı Dolce&Gabbana’dan, lacivert zincirliyi de Boyner Fresh’ten buldum.

Ayşe Boyner, ne tarzını ne de kendisini kalıpların içine sıkıştırmayı sevmiyor. Özgünlüğünün sırrı da burada saklı.

Orta boy ya da kalın topuklu ayakkabıları çok seviyorum. Valentino’nun tango ayakkabıları, Charlotte Olympia’nın altın palmiye detaylıları ve Aquazzura’nın püsküllü sandaletleri favorilerim.

Pek parfüm meraklısı değilim ama Fresh’in parfümlerini kullanıyorum. En sevdiklerim Fig Apricot ve Violet Moss.

Kostümsel takılarım. Bunları Londra Notting Hill’de, içinde yüzlerce antika takı olan küçük bir dükkanda buldum.