Vogue Türkiye Ağustos 2018

Kendini dönüştüren, zırhını değiştiren, kural dışı üç model. Kendi hayatlarının kahramanları onlar... Düşleri fantastik, yaklaşımları gerçekçi, tıpkı moda gibi. Yerli podyumların cüretkar siluetleri, ıssız bir deniz kenarında onların hikayeleriyle kesişti. Günce Gözütok, Ayşegül Demirhan ve Hilal Ata, güneşten rol çalan parlak dokular ve ışıltılı payetlerle ilk kez Vogue Türkiye kapağında, resmi geçitte.

Türk moda tasarımcıları ve markaların ilham veren sezon koleksiyonlarıyla, Kütahya’da, Aizanoi antik şehrindeyiz. Tarihi kentin kalıntıları ve yerel kilimlerin yarattığı özgün doku, Penkalas nehrinin iki yakasını benzersiz bir moda sahnesine dönüştürdü.

Dost dediğiniz sarmaşık gibi olmalı. Sevginizi de korkunuzu da sarmalı. En önemlisi unuttuklarınızı hatırlatmalı. Nereden geldiğinizi, nereye gitmek istediğinizi ve bugüne kadar hayat kasanızda neler biriktirdiğinizi… Mabel Matiz’in yeni albümü Maya, tam da böyle. Hem yaratıcısına hem dinleyene dost. Sahici, cesur, dürüst. Bir de Mabel’e ayna tutan dostlar var elbette. Göksel gibi. Mabel Matiz, Vogue Türkiye için Maya’yı, hayatı ve aşkı Göksel’e anlattı.

Onlar sadece sahne arkasında saç ve makyajdan sorumlu değil. Bugün moda dünyasının artık gizli olmayan kahramanları onlar; paylaşımlarıyla yüzbinlere hitap ediyorlar. Birlikte çalıştıkları isimlere kendilerini iyi hissettiriyor, yarattıkları görünümlerle bize hayal kurdurup marifetleriyle rutinlerimize heyecan katıyorlar. Ali Rıza Özdemir, Fezi Altun, Hamiyet Akpınar, Gülüm Erzincan, Melis İlkkılıç, Mesut Öner ve Nuri Şekerci, vizyonlarıyla iş tanımlarının ötesine uzun zaman önce geçmiş birer yaratıcı güç. Türk modasına yön verenleri kutladığımız bu sayıda, sektörün birbirinden farklı bakış açılarına sahip güzellik sanatçılarını ve onlara ilham veren perilerini takdimimizdir.

İtalyan kökleri, Paris ve New York’ta geçirdiği uzun yıllar, ardından İstanbul’daki yeni hayatıyla Carolina Aldrovandi’nin “doğaçlama” olarak tanımladığı stiline yakından bakmak, tüm bu ülke sınırlarını aşmak gibi.

Gün batımından sabaha, Öykü Karayel ve Can Bonomo, Çeşme’de aileleri ve en yakın dostlarıyla beraber aşklarını, yakınlıklarını, yeni hayatlarını kutladı. Yazın en içten, en sade ve en romantik düğün davetinden notlar…

“Halam geldi”, “renkliyim”, “hastalandım”, “malum, muayyen gün”… Regl ya da aybaşı dönemi gelip çattı mı, kendimizi tuvalete atmak için müsaade isterken kullandığımız bu ve buna benzer binlerce üstü örtük ifade var. Tamponları avuç içinde gizleyen kadınlar, pedleri bluz altına sıkıştırıp saklayanlar... Bu devir artık kapanıyor. Regl döngülerini gururla haykıran kadınların sayısı işte bu nedenle gittikçe çoğalıyor.

Benliğimizin derinlerinde yakıcı bir kordur, ailelerimiz ve çocukluğumuz. Büyümek, kâh bu korun acısından kaçmakla, kâh ondan öğretiler çıkarmakla geçer. Düşe kalka kimliğimizin parçalarını birleştirmeye çalışırken hep o kora döneriz aslında. Yaratıcı ruhlarsa, buradan aldıklarını dönüştürüp somut değerler koyar ortaya. İlerleyen sayfalarda, Türk modasının başarılı tasarımcılarının ağzından, bunu nasıl gerçekleştirdiklerini okuyacaksınız. Aileleriyle tanışacak ve belki de hiç bilmediğiniz yönlerini keşfedeceksiniz. Murathan Mungan, “Çocukluk başlı başına bir memlekettir, hatta sılasıdır insanın” demişti. Yolunu bu memlekete düşürüp o çocuğun yaralarını, zayıflıklarını ve sevinçlerini hissedebilene, çocuk halinin başını okşayabilene ne mutlu!

Güçlü ve modern ceket-pantolon takımlar, geniş kalıplarla ferah, yeni katmanlarla daha feminen. Akıcı siluetler yaratan pilili, dantel biyeli, dokuları hafif etek ve elbiselerse sıcak gün ve geceler için kaprissiz birer üniforma niteliğinde.

Sanat koleksiyoneri Maja Hoffmann, Mustique adasındaki çelik ve beton karışımı fütürist deniz evinin kapılarını Vogue için araladı. Bir muz bahçesinden geçilerek girilen Neubau Lagoon House, Hoffmann’ın yaratıcı süreç için tercih ettiği özgün adalı.

Kendileriyle ve dünyayla dalga geçmenin formülünü bulmuş altı kadın, güç birleştirerek Türkiye’nin ilk kadın stand-up grubunu kurdu: Çok da Fifi. Mevzuları pek komik olsa da, büyük bir ciddiyetle üstleniyorlar bu işi. Hem güldürürken düşündürüyorlar da...

Umursamadım. Geçecek sandım. İtiraf ediyorum; smoothie’nin son yılların en büyük yeme-içme trendlerinden biri olabileceğini öngöremedim. Sonuçta bir meyve suyu ne kadar ileri gidebilir, ne kadar heyecanlı olabilirdi ki?

Sirokko rüzgarlarının etkisindeki Pantelleria, A Bigger Splash filminin çekildiği yer. Bir başka dünyaya aitmiş gibi duran coğrafyasıyla Afrika ile Avrupa arasında konumlanmış ada, doğal güçlerin enerjisiyle yüklü.