2017'nin En Çok Konuşulan Moda Olayları

Jonathan Saunders, 2016’nın Mayıs ayında kreatif direktör ve yönetici olarak DVF’in başına geçtiğinde, bu heyecanlı işbirliğinin uzun yıllar devam edebileceğini hayal etmiştik. Saunders’ın dinamik enerjisine ve deneyimli vizyonuna inanıp, kendi adını taşıyan markasını tecrübeli kreatif direktöre emanet eden Diane von Furstenberg, Saunders’lı bir DVF’in geleceğinden çok umutluydu. 18 ay sonra gelen ayrılık haberi, iki taraf için de arzu edilen hedeflerin gerçekleştirilememesine işaret etse de, yapılan açıklamanın çizdiği tablo her şeyin yolunda olduğunun ve Saunders'ın DVF'ten anlaşarak ayrıldığının sinyallerini veriyor.

Yıllardır Phoebe Philo'suz bir Céline düşünemezken, LVMH bu ay yaptığı açıklamayla başarılı kreatif direktörün markayla yollarını ayıracağını duyurdu. Bu durumda Philo'nun Céline bünyesinde hazırlayacağı son koleksiyon Mart'ta düzenlenecek Paris Moda Haftası'nda tanıtılacak. Vedasını, "10 yıldır Céline ile çalışıyor olmanın tarifini yapmak imkansız. Bu yolda bana eşlik eden ve çalıştığım herkese teşekkür ederim!" sözleriyle dile getiren Philo'nun bir sonraki kariyer hamlesinin ne olacağıysa henüz bilinmiyor. 

Kariyerine bağımsızlığıyla başlayan, Jil Sander'da devrim yapan ve Fransa'nın yüksek moda sembölü Dior'un kreatif direktörlüğüyle tarih yazan Raf Simons, aslında her zaman tedirginlik duyduğu ve karşısında durduğu dev bir markanın kreatif gücü olmayı kabul etti. Bu sansasyonel hamleyle birlikte, Calvin Klein'ın büyük bir değişime uğrayacağını hissetmek için kahin olmaya gerek yoktu. Nitekim o büyük gün geldi ve Calvin Klein'ın yeni kitabının önsözünü birlikte okuduk. Koleksiyonun tek bir rengi, tek bir stili yoktu elbet. Sportif detaylardan resmi çizgilere, deneysel kumaşlardan klasik denime Amerika'yı tanımlayan her ayrıntıya yer veren Raf Simons, çarpıcı ve dikkat çeken renkleri de ihmal etmedi ve bu koleksiyon 2017'nin en çok konuşulan moda olaylarından biri oldu.

Paris Erkek Moda Haftası’nda Sonbahar/Kış 2017 koleksiyonunu sunan Louis Vuitton’un en büyük sürprizi New Yorklu streetwear markası Supreme ile hazırladığı kapsül koleksiyondu. Defileden paylaşılan ilk kare itibariyle sosyal medyada arzu nesnesine dönüşen bu koleksiyon, New York’un eklektik, özgür ve haz üzerine kurulu sanat sahnesini Paris’e taşımakla beraber, Louis Vuitton gibi bir yüksek moda aristokratını sokakla buluşturdu. Sırf bu buluşma için bile Louis Vuitton x Supreme işbirliği konuşulmaya değerdi. 

Riccardo Tisci, 12 yıldır başarıdan başarıya koşarak kreatif direktörlük koltuğunda oturduğu Givenchy’den ayrıldı. LVMH grubunun yönetim başkanı Bernard Arnault, bu ayrılığı şu sözlerle özetledi: "Riccardo Tisci, Givenchy’de 12 yıldır inanılmaz bir başarı hikayesi yazdı. Muhteşem vizyonu ve Givenchy ailesine katkılarından dolayı kendisine özel teşekkürlerimi sunarım." Bize de konuşup değerlendirmesi kaldı.

Stella McCartney'nin duyarlı tasarım vizyonu, Livia Firth'ün 'green carpet' konsepti ve Tommy Hilfiger ve Armani gibi devlerin 2016 yılından bu yana 'kürklü' bir modaya 'hayır' demesi, sektörün çevre dostu adımlarını güçlendirmesinde epey etkiliydi. 2018 itibari ile Gucci de tasarım sözlüğünden 'kürk' kelimesini kaldıracak. "Sürdürülebilirlik, markamızın en önemli prensiplerinden biri olacak" diyor, markanın CEO'su Marco Bizzarri. Bizzarri'ye katılmamak mümkün mü?

"Burberry 2001 yılından bu yana, Christopher Bailey’nin kreatif liderliğinde son derece etkili bir dönemden geçti. Markanın bu 17 yıllık süreç içerisindeki global başarısında Christopher’ın katkısı çok büyük. Yola onunla devam edemeyeceğim için üzgünüm fakat Burberry’e bıraktığı miras, geleceğe cesaret ve özgüvenle bakmamızı sağlayacak." diyor, Burberry’nin CEO’su Marco Gobbetti markanin kreatif direktörü Christopher Bailey’ye veda ederken.

Bailey de benzer bir cevapla karşılık veriyor: "17 yılda, gerek ekip arkadaşlarım, gerekse birlikte çalıştığımız kişiler sayesinde olağanüstü deneyimler kazandım. Burberry’nin geleceğinden fazlasıyla umutluyum. Marco'nun inanılmaz vizyonu sayesinde Burberry daha da güçlenecek."

Yukarıdaki fotoğraf karesi 90'lı yıllara ait değil. Versace İlkbahar/Yaz 2018 defilesinden. Koleksiyonun tamamını 20 yıl önce aramızdan ayrılan efsane tasarımcı Gianni Versace'ye ithaf eden Donatella Versace, defilenin finalinde sezonun en ikonik ve duygusal moda anlarından birine imza attı.

Donatella Versace ile birlikte podyuma çıkan Claudia Schiffer, Naomi Campbell, Cindy Crawford, Carla Bruni ve Helena Christensen, 90'ların ışıltısı yüksek podyumlarına selam durdu. Ayakta alkışlanan bu final gerek davetlilerden, gerekse defileyi sosyal medyadan takip edenler tarafından büyük bir beğeniyle karşılandı.

Vogue dünyasının en önemli kadınlarından, Alexandra Shulman 25 yıldır başında olduğu İngiliz Vogue’una veda etti ve geçen 25 yılı şu sözlerle özetledi:

"Vogue’dan ayrılma fikrine kendimi alıştırmak için uzun bir sürem vardı fakat kendimi hazırlamış olmam bu vedanın üzüntüsünü azaltmıyor. Yıllardır muhteşem bir derginin parçası olduğum için çok mutluyum ve hayata bakışımı, deneyimlerimi zenginleştiren şahane insanlarla çalıştığım için de şanslı hissediyorum. 25 yıllık bir hikayeyi noktalamak kolay değil elbette. Yine de geleceğim için heyecanlıyım. Vogue’da yakaladığım tadı başka hiçbir yerde bulamayacağımı bilsem de."

Alexandra Shulman'dan görevi devralan ismin Edward Enninful olması sadece 2017'nin başlıklarını süsleyen bir karar değil, modanın geleceğinde de manşet değerini asla yitirmeyecek bir gelişme. Bu yüzden birinci sırada ve uzun bir süre daha konuşulmaya devam edecek.