Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Pek çok yerli markayı kreatif bir kitleyle buluşturan pop-up marketin arkasında olan iki isim, Rana ve Roslyn ile anababagünü’nü konuşuyoruz.
Serin bir mayıs sabahı Çukurcuma’da rutin yürüyüşümü yaparken Faik Paşa Caddesi’ne doğru döndüğümde otoparkın oradaki kalabalık dikkatimi çekmiş, otoparkın girişinde açılan tezgahların birinden gelen kokuysa aklımı çelmişti. Koku, Asmalı Mescit Jurnal Sokak’taki yerini kapatan Bordel’in tezgahından geliyordu.
Otoparktan içeriye kafamı uzattığımdaysa adeta rengârenk bir cümbüş beni karşıladı. Hani tam anlamıyla ana baba günü!
Burası stantlar arasında dolaşırken pek çok tanıdığım ile karşılaştığım bir pop-up market. İsmi de anababagünü. Henüz geçen sene bir mücevher markası kuran arkadaşımı da gördüm kendi standının başında, arkadaşının el yapımı mumlarını koklamam için bana uzatan eski iş arkadaşımı da.
Vintage kitaptan ikinci el mobilya ve turşuya (!) kadar pek çok yerli markayı barındıran, onları genç ve kreatif bir kitleyle buluşturan pop-up marketin arkasında olan iki isim, Rana ve Roslyn ile anababagünü’nü konuşuyoruz.
Rana ve Roslyn
Roslyn: Ben Roslyn. Mimariye, mobilyaya ve aslında tasarıma dair her şeye ilgi duyuyorum. 2 yaşında bir kızım var, onunla beraber dünyayı yeniden keşfediyorum.
Rana: Ben Rana. Çok sevdiğim ailemle geziyor ve büyüyoruz. Vintage mobilya işi yapıyorum, kitap okuyor ve gördüklerimden besleniyorum.
Rana: Roslyn ile markalarımızı tanıtacağımız sosyal bir alan olmadığını düşündük ve bir pop-up market yapma fikri ortaya çıktı. anababagünü’nün isim annesi Roslyn, o anlatsın.
Roslyn: Rana’yla bu marketi hayal ederken çok kalabalık ama bir o kadar da samimi bir yer olsun istiyorduk. Bu isim bir anda aklıma düştü. anababagünü’nün tam anlamı kalabalık ama bir yandan da sıcak, samimi, okulda ilk öğrendiğimiz deyimlerden.
Rana: İlk marketten itibaren ağırlıklı olarak sosyal medyada tarayarak bulduk. Son marketimizde başvurulardan da dahil ettiğimiz markalar oldu. Öncelikle zevklerimizin bizi yönlendirdiğini söylemek doğru olur. Bir de tabii birbirini besleyecek, tamamlayacak markaları aynı kategoriden belli bir sayıyı aşmayacak şekilde seçiyoruz.
Roslyn: Ben bu konuda çok sistemli çalıştığımı düşünüyorum. Beğendiğim her markayı, sanatçıyı ve mekanı not alıyorum ve market seçimlerini yaparken o listeyle başlıyoruz. Rana’yla beraber markanın büyüklüğüne, takipçisine vs bakmadan, ziyaretçilerin alışveriş yapmaktan keyif alacağı, bazen ilk kez tanışacağı, bazen bildiği ama deneyimleme fırsatını yakalayamadığı katılımcıları bir araya getirerek gerçek bir kürasyon yaratmaya çalışıyoruz.
Roslyn: Bence doğru mekanı bulmak en zorlandığımız konulardan biri. Her yeni markette kolay ulaşılabilir, geniş ve anababagünü ruhuna uygun bir yer bulmak için çok uğraşıyoruz.
Rana: anababagünü ruhuna uygun yerler arıyoruz. Sokak seviyesinde, onlarca kapıdan geçerek girmediğiniz, beklenmedik ve olduğu gibi olan mekanlar ilgimizi çekiyor. Şimdi bir de mekanın hacmi de kriterlerimiz arasına eklendi.
Roslyn: Marketten en az 1 ay önce keşif için mekana gidiyoruz, sonrasında da tabii defalarca git gel oluyor. Işık, elektrik, masa, sandalye, nakliye... Bunlar öncelikli çözülmesi gereken konular oluyor. Sonrasında mekanı çizip tüm katılımcıların konumlarını, alışveriş akışı olacak şekilde belirliyoruz. Marketten 1 gün önce kuruluma giriyoruz, bazen gece yarısı kurmaya başlıyoruz ama etkinlik sabahı, ufak aksilikler dışında, katılımcıların kendi standlarını hazırlamaları için her şey hazır oluyor.
Rana: Öne çıkan bir ürün veya marka söyleyemeyeceğim. Her ürünle ilgilenen insanlar var ve her markanın bir kitlesi oluyor. Marka sahibiyle veya sanatçılar ile tanışıp alışveriş yapmak bence marketin cazibelerinden biri. Bir de deneyimler her zaman ilgil görüyor; dövme, serigrafi baskı, yıldız haritası gibi.
Roslyn: Benim genel gözlemim, kendine has bir dili olan her markanın ve sanatçının mutlaka kendi kitlesi de olduğu. Yani boya kalemleri üreten markaya da vintage futbol tişörtü satan markaya da ilgi çok.
Rana: Çok kalabalık olduğu! Hem ziyaretçiler hem katılımcılar memnun. Tekrar katılmak isteyenler ve her markette gördüğümüz artık tanıştığımız ziyaretçilerimiz var. Müziğe kendimiz kaptırdığımızı bazı zamanlar, ses ile ilgili geri dönüşler alıyoruz.
Roslyn: İlk marketten beri herkesten harika yorumlar alıyoruz ve bu bizi gerçekten çok mutlu ediyor. Çok yakın bir arkadaşım Şubat marketimizden sonra beni arayıp şöyle demişti: “Her şey çok güzeldi, sanki farklı bir paralelde gibiydik”. Katılımcılara ve ziyaretçilere bunu hissettirebilmek harika.
Roslyn: Afişlerimiz bizim için çok önemli, çünkü katılımcılara ve ziyaretçilerimize ilk dokunduğumuz nokta bu. Afişlerimizi hem sosyal medyada paylaşıyoruz hem de fiziksel olarak sokaklara, sevdiğimiz mekanlara asıyoruz. Eğlenceli afişlerimiz, sosyal medyada kullandığımız espirili dilimiz marketin duyulmasında çok etkili oldu.
Rana: Ekibimizden Cansel Yıldız görsel dilimizin yaratıcısı, bizim de yorumlarımızla, eşim Cem’in deyişiyle “aramızda pinpon oynarak” afişlerimizi ve içeriklerimizi oluşturuyoruz. Sosyal medyanın etkisini kesinlikle görüyoruz, anababagünü’nün ikinci günü her zaman ilk günden daha kalabalık olur. Sosyal medyadan görenler de gelir çünkü.
Rana: En yakın anababagünü 4-5 Ekim tarihlerinde Eski Likör Fabrikası’nda olacak. İkimizin de yaşıt çocukları var, dolayısıyla iki ayda bir anababagünü yaptığımız bir tempoya ancak yetişiyoruz. Bu ruhla, aynı neşeyle devam etmek planımız!
Rana: Pop-up marketlerin kalabalığı ve yarattığı çekim alanının, her şeyi online yapmaya çalıştığımız bugünlerde, birlikte olmanın hala daha güzel olduğunu hatırlattığını düşünüyorum. Ayrıca sanatçı ve markaların, büyük alanlara ihtiyaç duymadan, bir masa ile yaratıcılıklarını ortaya koyup kendilerini tanıtmalarının ve başarıya ulaşmalarının çok değerli olduğuna inanıyorum.Yani bence pop-up marketler Türkiye’de ve dünyada popüler olmaya devam edecek.
Roslyn: Dünyanın dijitalleşmesi ve bu sebeple insanların telefonlarında ve bilgisayar başında uzun saatler geçirmesi insanların bir araya gelme istediğini de arttırdı. Evet dijitalleşeme bir gereklilik ama bence hepimizin yakın bir arkadaşımızla hareketli müzik eşliğinde yeni markalar keşfetmeye, sanatçılarla sohbet etmeye ve yeni lezzetlerle tanışmaya ihtiyacı var. Bence bu tarz deneyim alanlarına ilgi artarak devam edecek.
Rana: İlginç anılar ve bir sürü tesadüfler oldu, ben çok sevdiğim bir anımdan bahsedeyim. Son marketimizde Cem’in market kapanışı konuşma yapıp kocaman bir alkış başlatması ve hep beraber zıplayıp dans etmemiz gülümseyerek hatırladığım bir anım. Çok çalıştık ve yorulduk, ekip olarak harika bir market kapanışı oldu!
Roslyn: İlginç tanışma hikayemizi anlatayım ben de. Rana’nın vintage mobilya hesabı @thisirene_’yi takip ettikten sonra o da benim hesabımı takip etti. Aynı hafta sanırım, kızım Elis’in bayıldığım bir salopetiyle fotoğrafını hikayeme koymuştum. Rana’yla ilk tanışma mesajımız şu oldu: “Bence bebekler sadece salopet giymeli! Bizim de 15 aylık oğlumuz var!” Salopet konusunda hem fikirdik, yaşıt çocuklarımız vardı ve ikimiz de insanları bir araya getirecek bir şeyler yapmak istiyorduk, anababagünü için kolları sıvadık.