Bora Aksu'nun Özgürlük ve Barış Marşı

Women’s March yüksek moda podyumunda düzenlenseydi nasıl olurdu? Hiç düşündünüz mü? Özgürlük pankartlarının yerini hassas kumaşlar, şiddet karşıtı sloganların yerini sert çizgiler ve kadın bedenini simgeleştiren hafif silüetlerin yerini sofistike ve romantik bir duruş alırdı muhtemelen. Bora Aksu'nun Londra Moda Haftası kapsamında sunduğu Sonbahar/Kış 2017 defilesi tam olarak böyleydi.

Fotoğraf: Lexi Sun

20. yüzyılın kadın direnişini son derece somut gerçeklerle aktaran Bora Aksu, romantik tasarım imzasının dokusunu kaybetmeden karanlığı da ışığı da aynı anda gösterdi bizlere. Kadın direnişinin mimarlarından Prenses Sophia Alexandra Duleep Singh'in devrim mücadelesini kumaşların ve tasarımların dilinden dinledik. Hampton Court Sarayı önünde üzerindeki pahalı kürke aldırış etmeden kadın hakları için pankart açabilen bir prensesin direnişiydi podyumda izlediğimiz.

Fotoğraf: Lexi Sun

 Kadın direnişinin sembolik kıyafetlerinin ruhuna sadık kalarak hem güçlü, hem hassas bir tezatlık yaratan Bora Aksu, 1918 yılında oy kullanma hakkı için savaşıp kazanan İngiliz kadınının zaferini hatırlamamızı ister gibiydi. Neredeyse siyasal bir duruş, politik bir söylemdi Bora Aksu'nunki. 

Defile sonrası kendisine Women’s March'ı yüksek moda podyumuna taşıdığını söylediğimde, birkaç saniye için ikimiz de düşünme ihtiyacı hissedip gülümsedik. "Ne kadar doğru bir benzetme." dedi ve ekledi: "Dünyadaki olumsuz gelişmelerin ruhumuzu ve zihnimizi ele geçirdiği bugünlerde, biraz umut aşılamak istedim. Hepsi bu!"

Bora Aksu Sonbahar/Kış 2017-18 Backstage