Balenciaga’dan 'Uğruna Yaşanılması Gereken Dünya'

Üzerimizde yürüyen karıncalar ormanda olduğumuzu doğrularken, arkadaki drone sesi kuş sesleriyle karışıyor. Paris bugün 36 derece ama Bois de Boulogne’daki Balenciaga defilesi hissedilen sıcaklığı düşürüyor. Akıllarda ise bir soru var: Acaba kafamıza drone düşecek mi? Ağaçlardan görünmeyen gökyüzü ve de drone’un ağaçlara takılma sesi çoğu insanı tedirgin etti.

Markanın ilk defilesinden beri sürdürdüğü drone ile çekim alışkanlığı Demna Gvasalia’nın eklektik tarzına dair de çok şey söylüyor. O en yeni teknoloji ile en geleneksel metotları bir arada kullanmayı seviyor; hem koleksiyonlarında hem de markanın iletişiminde. Balenciaga erkeği en başından beri farklı öğeleri aynı anda içinde barındırmasıyla öne çıkmıştı. Gvasalia ilk defilesinden beri bol kesimlerden ve de haute couture referanslarından vazgeçmedi ancak değişen bir şey var ki o da feminenliğin gittikçe azalması.

Bugün ise Balenciaga biraz gecikmeyle de olsa baba olmayı kutluyor. Işıkların altında çocuklarıyla yürüyen babalar var. “Genç babalar bir hafta sonunda çocukları ile birlikte parktalar” Gvasalia defileyi böyle özetliyor. Parka, ceket ve paltolar koleksiyonun gözbebeği. Parçalara eklemlenen yağmurluklar ve yağmura dayanıklı kumaşlar park gezisindeki olası bir yağışa önlem niteliğinde. Marka aksesuarlardan tabii ki vazgeçmiyor, park konseptine göre yaratılan bisiklet ve çantalar hikayeyi tamamlıyor.

Her ne kadar sıradanlık kutlansa da katlı pantolonların da sahneye geri dönüşünü deneyimliyoruz. Fermuarlarla birbirine bağlanan modüler pantalonlar kreatif direktörün defileye imzası.

68 modelden 7 tanesi çocukları veya bir akrabalarıyla sahneye çıkıyor. Kotlarla giyilen makosen ayakkabılar ise ofisten parka koşan babayı temsil ediyor. Renk referansları ise biraz her baba gibi. Bu konuda 90’lı yılların babalarına tanınan ayrıcalığı söylemeden geçmeyelim tabii.

Defilede öyle anlar da oldu ki gerçekten Balenciaga defilesinde mi yoksa bir parkta mı oturuyordunuz karıştırabilirdiniz. Sadece bir konsept yaratmaktan öte Gvasalia bir gerçeklik yarattı. Gerçekliğin olması onun hayallerinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Şov iki mesajı ile Paris Erkek Moda Haftası’nı başlattı: “Hayallerin Gücüne inan” ve “Büyük düşün”.

Demiştik ya eklektik ve biraz da her şeyden. Aynı hayatın kendisi gibi çok katmanlı. Demna Gvasalia’nın özellikle altını çizdiği cümleyi tekrarlayalım: “uğruna yaşanılması gereken dünya”: o ailenin değerine çok fazla inanıyor. Kafasındaki ailenin geleneksel bir aile olmadıği ise kesin.